Karaman'da 73 yaşındaki üniversite öğrencisi okulların kapanmasını istemiyor

TAKİP ET

Karaman'da 73 yaşındaki üniversite öğrencisi okulların kapanmasını istemiyor

Karaman'da bu eğitim öğretim yılında üniversiteye başlayan emekli İmam Hatip Mustafa Uysal ikinci sınıfa geçmenin heyacanını yaşarken okulların kapanmasınada üzülüyor.

1974 yılında Karaman İmam Hatip lisesinden mezun olan Uysal, o zamanki adıyla Yüksek İslam İslam Enstütüsünü kazanmasına rağmen üniversiteye kayıt yaptıramayıp imam hatip olarak çalışmaya başladı. İçinde devamlı olarak üniversite hasreti çeken Uysal, geçen yıl 72 yaşında üniversite sınavlarına girdi. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi İslami Bilimler  Fakültesini kazanan Uysal, birinci sınıfı başarıyla bitirirken hiç devamsızlık yapmadan devam ettiği okulundan 3 ay boyunca nasıl ayrı kalacağını düşünüyor.

- " Çalışma hayatım boyunca üniversite hayali içimde hep uhde olarak kaldı"

Uysal, Sabah Gazetesine yaptığı açıklamada zor geçen çoçukluk yıllarından sonra Karaman İmam hatip lisesinden başarı ile mezun olduğunu belirtti.

Kendisiyle birlikte mezun olan 6 arkadaşıyla birlikte üniversiteyi kazanmasına rağmen okula kayıt yaptıramadığını ifade eden Uysal, " 5 arkadaşım okula kayıt yaptırdı. Ben gidemeyip imam hatip olarak çalışmaya başladım.  Çalışma hayatım boyunca üniversite hayali içimde hep ukde olarak kaldı. Karaman'da Üniversite açılınca araçla önünden her geçtiğimde duygulanır, ağlardım. " diye konuştu.

- " Okul bana oksijen çadırı gibi geldi"

Geçen yıl ocak ayında üniversite ziyaretinde bir hocaya bu özlemini anlattığını ve onun teşviğiyle üniversite sınavlarına girmeye karar verdiğini vurgulayan Uysal şunları kaydetti:

" Sınava nasıl girileceğini öğrenip başvurumu yaptım. Yardımcı kitaplar alıp çalışmaya başladım. 1974 yılında gidemediğim okul ayağıma gelmişti. Sınava kadar gece gündüz çalıştım. Videolar izledim. Çalıştıkça içimdeki ateş arttı. Sınava girdim. 340 puan aldım. Okula kayıtımı yaptırıp öğrenci oldum. Öncesinde sıkılıyordum. bunalıyordum. Okul bana oksijen çadırı gibi geldi. Düşünün aynı havlunun içinde 15 bin kişi var, en düşük tahsili olan lise mezunu. İnsan burada rahat edemezse nerede rahat eder. Şimdi 2 nci sınıfa geçiyorum. 3 ay tatilde ne yapacağım onu düşünüyorum. Her gün yine gelir giderim herhalde. Öğrenci arkadaşlarım benim torunum yaşında. Hocalarım çocuklarım yaşında."

Sınıfa her girdiğinde duygulandığını ve gözlerinin dolduğunu sözlerine ekleyen Uysal konuşmasını şöyle sürdürdü.

" Ağlıyorum. Ağlemek insanı rahatlatıyor. Arkadaşlarıma neden ağladığımı güçlükle anlatıyorum. Onlara imkanların kıymetini bilmelerini istiyorum. Öğrenciler ilk beni gördüklerinde şaşırdılar. Sonra benim heyecanımı hissettiler. Şimdi benimle birlikteler. Birbirimize çok bağlıyız. Onlar benim evlatlarım, torunlarım. Bu okulu bitirdikten sonra tekrar sınava girip başka bir fakülte daha bitireceğim. Amacım bu. Unuttuklarımı hatırlamak, bilmediklerimi öğrenmek istiyorum. "

Uysal'ın sınıf arkadaşlarıda, "Mustafa hocam bizim babamız dedemiz gibi. Çok azimli. Maddi manevi her zaman yanımızda. Bizim gözümüzdeki yaşlı imajı onu tanıyınca değişti. Onu çok seviyoruz. Evde ailemize onu örnek gsteriyoruz:" dediler.